Aşkların tarihine baktığımızda hep bişey dikkatimizi çeker.O da imkansızlıktır.Akılda en kalıcı Aşklar hep en imkansız olandır.İmkansız olmazsa Aşk, Aşk olmaz zaten sevgi olur..Her insan hayatını belli evrelerinde en az bir defa aşık olmuştur veyahutta Aşkı yaşamıştır.Aşk tesadüfleri sever, olay sarmalını sever, yaklaştıkça karmakarışık bir hal alır ne varki ömrü kısadır.
Düşünün; hayatta en nefret ettiğiniz kişiye, sırf bir hareketi hoşunuza gittiği için sempati duymaya başlarsınız.Ona daha önce söylediklerinizde pişman olur, o eski hoyrat tutumunuzu sergileyemezsiniz.Yıkılır içinizdeki o ölü yargılar.Ve sonra bi bakmışsınız o insan eşiniz olmuş.En iyi anlaştığınız kişi belki de…
Dinlediğiniz tüm şarkılar sizi anlatır, okudugunuz veya izlediğiniz bir Aşk hikayesi size uyarlanır istemeden içinde bulursunuz kendinizi.Bütün imkansızlıklara dostsunuzdur zaten Aşk, insanın ruhen, bedenen, aklen en konsantre oldugu andır.Ve buna rağmen Aşk zor ve imkansızdır.Hatta bu zorluklara göğüs gelmektir.
Ne diyordu şair:
Ben imkansız Aşklar için yaratılmışım
Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
Kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
Yaşadım en karasını sevdaların
Sensizlik bir ok gibi canıma saplanmalı
Coşmalı yanardağlar,kasırgalar kopmalı
Aşkın bir zehir gibi kanımda dolaşmalı
Elbette Aşk dediğin böyle olmalı
0 yorum:
Yorum Gönder